BU VATAN KOLAY ALINMADI
 
  Ana Sayfa
  OSMANLI PADİŞAHLARI
  SAVAŞLAR
  ANTLAŞMALAR
  KÜLTÜR-EDEBİYAT
  ÖNEMLİ ŞAHISLAR
  => AŞIK ÇELEBİ
  => AŞIK PAŞA
  => AŞIK ÖMER
  => ATAİ
  => DADALOĞLU
  => DEDE EFENDİ
  => FUZULİ
  => GEVHERİ
  => KATİP ÇELEBİ
  => NABI
  => NAHIFI
  => NAILI KADIM
  => NAIMA
  => NECİP FAZIL KISAKÜREK
  => NEF-İ
  => ÖMER SEYFETTİN
  => YAHYA EFENDİ
  => ABDULHAK HAMİD TARHAN
  => ABDULLAH CEVDET KARLIDAĞ
  => ABDULMECİD EFENDİ
  => ABDURRAHMAN GAZİ
  => AHMED RIZA EFENDİ
  => AKÇAKOCA
  => AKŞEMSETTİN
  => 3.ALAATTİN KEYKUBAT
  => ALEMGİR ŞAH
  => ALİ PAŞA
  => ALİ RIZA PAŞA
  => ARAPZADE ARİF EFENDİ
  => BARBAROS HAYRETTİN PAŞA
  => BURAK REİS
  => DAMAT İBRAHİM PAŞA
  => EMİR SULTAN
  => EVRENUZ BEY
  => ERTUĞRUL BEY
  => KOCA RAGIB MEHMED PAŞA
  => MOLLA FENARİ
  => MOLLA GÜRANİ
  => NAILI MUSTAFA PAŞA
  => MALKOÇOĞULLARI
  => PIRI REİS
  KRONOLOJİ
NAIMA

NAlMÂ
Osmanli devrinde yasamis ünlü Türk tarihçisi. 1655 tarihinde Haleb'de dogdu. Asil ismi Mustafa Naim Efendidir. Daha genç yaslarda iken Istanbul'a gelen Mustafa Naim, Saray-i hümâyûnun Baltaci kogusuna girdi. Daha sonra Divan Kalemi kâtiplik görevine getirildi. Bu görevinde iken "Naimâ" mahlasini aldi.

Genç yasindan beri ilmi arastirmalara büyük meraki olan Naimâ, Sarayda ve Istanbul'da buldugu çesitli imkânlari degerlendirerek tarih, astroloji ve edebiyat konulari hakkinda bilgisini gelistirdi. Bu çalisma ve gayretinin neticesi olarak da 1682'de Divan-i hümâyûn Kâtipleri arasina girdi. Bu sirada Amca Zade Hüseyin Pasa'nin tesvikiyle tarih konularini arastirmaya basladi. 1702'de Vakanüvis tayin edildi. Amcazade Hüseyin Pasa tarafindan kendisine verilen "Sarihü'l-mener-zade Ahmet Efendinin" tarih konusunda yazdigi müsveddeler esas alinarak, kendisinden bir Osmanli Tarihi yazmasi istendi. Bu istekten sonra çalismalara baslayan Naimâ, yazdigi ünlü tarihin bir bölümünü Hüseyin Pasaya verdigi zaman, Pasa, Naimâ'nin çalismalarini begenerek takdir etti ve kendisini mükâfatlandirdi.

Edirne Vak'asina kadar Amcazade Hüseyin Pasa' nin yaninda çalisan Mustafa Naim Efendi, bu Vakadan sonra Damat Morali Hasan Pasa ve Damat Ali Pasa' nin yaninda çalismaya basladi. Bu dönemde çalismalarina daha da hiz vererek yaninda çalistigi devlet erkaninin güven ve sevgisini kazandi. "Divan-i Hümayun Kâtipliginden" "Defter Emirligine" daha sonra da "Anadolu Muhasipligine" kadar derecesi yükseldi. Kisa zamanda yüksek makamlara çikan Naimâ, zamanin devlet idarecileri hakkinda ileri geri konusmalarda bulundugundan, 1706'da Hanya Kalesine sürgün edildi. Onu seven Çorlulu Ali Pasa'nin yardimi ile sürgün yeri Bursa'ya çevrildi. Daha sonrada af edilerek Istanbul'a tekrar geri döndü.

Devlet idaresinde çesitli defterdarlik görevinde bulunduktan sonra. Damat Sehit Ali Pasa'nin emrine verildi. Ilme merakli olan Pasanin yaninda, kisa zamanda derecesi yükseldi. 1709'da tekrar Anadolu muhasebecisi oldu. 1712'de tekrar Defter Emirligine.1713'de de Basmuhasebe görevine getirildi. Bu görevlerinde basari ve bilgisiyle Ali Pasa'nin güvenilir adamlari arasina girdi.

Bu dönemde Vezir-i Â'zâm Ali Pasa, Mora'ya sefer düzenlemeyi düsündü. Bu seferin sonuçlarinin kötü olacagini ileri süren Naimâ, Mora Yarimadasinin fethinden sonra, tahrir kâtibi olarak vazifelendirildi. Buna çok üzülen Naimâ 1716 yilinda Balyabadra (Patras)'da vefat etti. Fethiye Camii yaninda cenazesi defnedildi.

Sehnamelerden sonra, Osmanli Vakanüvisleri arasinda önemli yeri olan Naimâ, Türk edebiyatinda, yazmis oldugu ve Amca Zade Hüseyin Pasa'ya ithaf ettigi "Ravzatü'l-Hüseyn fi Ahbâri'l-Hafikayn" (Dogu ve Batinin Haberlerinin özeti hakkinda Hüseyin Bahçesi) "Naimâ Tarihi" ile kendini gösterrnistir. Bu eserini baslatarak 1651'e kadar getirdi. Amca Zade Hüseyin Pasa' ya ithaf ettigi bu eserin basina Karlofça andlasmasini koydu. Daha sonra 1591'den baslayarak 1656'ya kadar getirdigi (H. 1070-1115 yeni bir risale daha yazdi. Bu Risalesini de Mora'li Hasan Pasaya ithaf ederek basina Feyzullah Efendi (Edirne) Vak'asini koydu. Naimâ; her iki risalesini de 1703 tarihine kadar getirmek üzere hazirladi.

Naimâ, bu eserini (tarihini) yazarken, îbnü Haldun un "mukaddimesi", Ali'nin "Nasibbatüs-selâtin" ve Kâtip Çelebinin "Düstürül-amel'inden faydalanarak tarihi görüslerini açiklamistir.

Naimâ eserinde, yasadigi devrin sosyal hayatni tas vir ederken, olaylarin iç yüzünü aydinlatmayi ihma. etmemistir. Eseri imali ve sade üslubuyla Dünya ve Türk tarihçilerinin takdirlerini kazanmistir. "Naimâ Tarihi" olarak'da çesitli dillere tercüme edilmistir. Bu eser Ibrahim Müteferrika tarafindan 1734'de iki cilt, 1863'de de 6 cilt olarak basildi. Bugün bu sekliyle kütüphanelerde mevcuttur.

 

 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol