|
|
 |
|
NAILI KADIM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
NÂlL-l KADÎM (Nailî Mustafa Efendi)
|
Onyedinci yüzyil divan edebiyatinin önde gelen sairlerinden.
Ondokuzuncu yüzyil sairlerinden Manastirli Salih Nâilîden ayirmak için, son zamanlarda Nâil-i Kadîm diye anilmistir. Istanbul'da dogdu. Babasi maden kalemi kâtiplerinden Pîrî Halifedir. Dogum tarihi belli degildir. Onyedinci asir baslarinda dogdugu tahmin edilmektedir. Iyi bir tahsil gördü. Bilhassa, farsçayi mükemmel bir sekilde ögrendi. Divân-i Hümâyûnda ve maden kaleminde kâtiplik yapti. Daha sonra, bu kalemde bas-halîfe oldu. Düsmanlarinin tesiriyle Köprülü-zâde Fazil Ahmed Pasa tarafindan Istanbul' dan uzaklastirildi. Ömrünün son senelerini gurbette geçiren Nailî 1666'da gurbette öldü. Halveti tarikatine mensub idi. Kandillide Sünbülî Dergâhi avlusunda medfun bulundugu; fakat, sonradan yapilan yol genisletmesi esnasinda Beyoglu kabristanina nakledildigi rivayet edilmektedir. Siirlerinden anlasildigina göre, küçük yasta ana ve babasini kaybeden mütevazi bir hayat yasayan Nailî, içli ve duygulu bir sairdi.
Nailî, Iran edebiyatinin yanisira, zamanindaki sairlerden Seyhülislâm Behaî ve Nesâtîden de etkilendi.Hindistandan Irana geçen, Molla Cami hazretlerinden sonra büyük Iran sairleri tarafindan islenen ve divan edebiyatinda en mükemmel seklini Seyh Galib'de bulan, "sebk-i Hindî"(Hind tarzi) denen akimin, kendi asrinda en usta temsilcisi oldu. Nailî, siirde eski, kaliplasmis mazmunlari terkederek bunlarin yerine yeni mazmunlar buldu. Söz sanatlarina ehemmiyet vermedi; bunun yerine manâ oyunlari ile mazmunlarini, genisligine gelisen hayaller üzerine kurdu.
Nailî, tek eseri olan divanini sagliginda tertib etti. Burada, münacaat, na't, mersiye, kaside, gazel, müseddes, terkib ve terci-i bend, tarih, kit'a, rübaî ve sarki seklindeki siirlerini bir araya topladi. Yaklasik divaninin yarisini teskil eden kasidelerinde Nefinin tesiri hissedilmektedir. Ancak, Nefînin gösterisli üslûbu yerine, bu kasidelerde ince, yumusak, zarif bir ahenk vardir. Nailî asil sahsiyetini gazellerinde gösterdi. Divaninda 388 gazel vardir. Gazeller umumiyetle bes beyitlidir ve tasavvufidir. Temiz ve mütekasif (koyu) bir üslûb yazmistir. Dile hâkim, ifadesi saglam ve sahsidir.
Nailinin bir kuyumcu elinden çikmis gibi, çok ince bir titizlik ile islenmis, ölçülü, her kelimesi yerinde, kusursuz bir üslûbu vardir. Fikrini, en kisa yoldan en veciz bir sekilde ifade etmege, her kelimeyi kiymetlendirmege çalismistir. Bu husus, Nâilî'nin begenilip, taklid edilmesine sebep olmus; siirleri dilden dile dolasmistir. Tesiri, zamanindaki sairlerin yanisira (Nedim, Seyh Galib), Tanzimat devri sonrasina kadar sürmüs, günümüzde. Yahya Kemâl'le yeni bir neo-klasizm seklinde kendini göstermistir. |

|
|
|
|
|
|
|
|