BU VATAN KOLAY ALINMADI
 
  Ana Sayfa
  OSMANLI PADİŞAHLARI
  SAVAŞLAR
  ANTLAŞMALAR
  KÜLTÜR-EDEBİYAT
  ÖNEMLİ ŞAHISLAR
  => AŞIK ÇELEBİ
  => AŞIK PAŞA
  => AŞIK ÖMER
  => ATAİ
  => DADALOĞLU
  => DEDE EFENDİ
  => FUZULİ
  => GEVHERİ
  => KATİP ÇELEBİ
  => NABI
  => NAHIFI
  => NAILI KADIM
  => NAIMA
  => NECİP FAZIL KISAKÜREK
  => NEF-İ
  => ÖMER SEYFETTİN
  => YAHYA EFENDİ
  => ABDULHAK HAMİD TARHAN
  => ABDULLAH CEVDET KARLIDAĞ
  => ABDULMECİD EFENDİ
  => ABDURRAHMAN GAZİ
  => AHMED RIZA EFENDİ
  => AKÇAKOCA
  => AKŞEMSETTİN
  => 3.ALAATTİN KEYKUBAT
  => ALEMGİR ŞAH
  => ALİ PAŞA
  => ALİ RIZA PAŞA
  => ARAPZADE ARİF EFENDİ
  => BARBAROS HAYRETTİN PAŞA
  => BURAK REİS
  => DAMAT İBRAHİM PAŞA
  => EMİR SULTAN
  => EVRENUZ BEY
  => ERTUĞRUL BEY
  => KOCA RAGIB MEHMED PAŞA
  => MOLLA FENARİ
  => MOLLA GÜRANİ
  => NAILI MUSTAFA PAŞA
  => MALKOÇOĞULLARI
  => PIRI REİS
  KRONOLOJİ
NABI

NABI (1642-1712)
Onyedinci yüzyilin ve bütün divan edebiyatimizin en büyük toplumcu "ahlâkçi" sairi olan Nâbî'nin asil adi Yusuf'tur. 1642'de Urfa'da dogdu, iyi bir ögrenim gördü. Arapça ve Farsça'yi çok iyi biliyordu. Genç yasta arzuhalcilik yapmaya basladi ve yazdigi dilekçelerle valinin dikkatini çekti ve onun tavsiyesiyle istanbul'a gitti.

istanbul'da l. ibrahim'den III. Ahmed'e kadar alti padisah devrinde yasadi. Bu padisahlarin hepsinden saygi gördü. Sultan IV. Mehmed'in Lehistan seferine katildi ve Kamaniçe'nin fethinde bulundu. 35 yasinda hacca gitti ve dönüsünde padisaha "Tuhfet-ül Harameyn" adli Hicaz Seyahatnamesini sundu. Daha sonra Haleb'e yerlesti ve 70 yasinda ölünceye kadar (25 yil) burada yasadi.

Nâbî, dindar, filozof, egitici bir sairdir. Hüner göstermek için anlasilmaz kelimeler ve uzun cümlelerle yazmanin dogru olmadigini söyler. "Düsünceyi düsünce halinde ve türlü süsten uzak kalarak söylemek gerektigini (1)" vurgulayarak Ey sir meyaninda satan lâfzi garibi Divan-i gazel nüsha-i kamus degildir der. Bununla beraber, dogru fikrin en güzel sekilde ancak seker gibi tatli bir dille anlatilacagini, seker gibi tatli dilin de istanbul lehçesi oldugunu, istanbul Türkçesi'ndeki güzelligin Arabistan'da ve Arapça'da bulunmadigini da söyler.

ESERLERI

Nâbî, hem manzum, hem nesir eserler vermistir. Biri Farsça,olmak üzere iki Divan'i vardir. Farsça Divan'i küçüktür. Türkçe Divan'inda naatlar, kasideler, gazeller ve birçok önemli olay için düsürülmüs tarihler vardir.

En meshur eseri olan "Hayriyye"si, manzum bir nasihatnamedir. "Tercüme-i Hadîs-i Erbain". Cami'nin Farsça eserinin Türkçe' ye tercümesidir. "Haydarabad" adli bir mesnevi (manzum roman)'dir. "Surnâme" adli 587 beyittik mesnevi IV. Murad'in sehzadeleri için Edirne'de yapilan muhtesem sünnet dügünü vesilesiyle yazilmistir.

Mensur eserleri de sunlardir: "Fetihname-i Kamaniçe", adindan da anlasilacagi gibi Kamaniçe fethini anlatir. Tuhfet-ul Harameyn bir hac seyahatnâmesidir. "Zeyi-î Slyer-l Veysf', Veysî'nin siyerine yaptigi bir ilâvedir. "Münseat" ise onun özel ve resmî mektuplarinin toplanmasindan meydana gelmistir ve yasadigi devir hakkinda önemli bilgiler verir.

 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol